*her şey bir yere gider
Kültürel hâfıza bölümünde değindiğimiz üzere zaman içerisinde koru ile ilişkilendiğimiz haller değişmiştir. Ona göre kullandığımız, inşa ettiğimiz mekânlar da… Ve inşa ettiğimiz tüm bu mekânlar – av köşkü, yetimhane, kasır, öğretmenevi, hastane – her biri aynı zamanda koruya nasıl baktığımızın, neyi gördüğümüzün bir temsilidir. Koru bazen bir keşif alanı, bazen bir dinlenme, iyileşme noktası olmuştur. Kullanım meselesi, politik bir meseledir. Kültürel Hafıza bölümünde değindiğimiz üzere Validebağ Korusu, tarihinin önemli bir kısmında yurttaşların yararını gözetecek sebeplerle kullanıma tahsis edilmiştir. Küresel olarak neoliberalizm olarak tanımladığımız bir ekonomik kalkınma modeli içerisinde ise doğa, sadece değerlendirilmesi gereken bir ‘meta’ ve özel tüketim alanı olarak görülmeye başlanmıştır. Türkiye’nin de 1980’ler itibariyle benimsediği bu kalkınma politikasının sonucunda karşımıza; artan termik santraller, madenler, mega yapılar, inşaat sektörünün kontrolsüz büyümesi ve tüm bunların getirdiği ekolojik tahribatlar çıkmaktadır. Özellikle de yapılaşma hızlı ve kontrolsüz bir şekilde artmaya başlamıştır. Bunun sonucunda kentlerdeki yeşil alanların kaybı, özellikle 2000’lerle beraber gözle görülür bir şekilde artmıştır.
Bu neoliberal iktisadi ve toplumsal iktidar alanları da karşılarında yeni ve etkili direniş stratejileri yaratıyor. Bunca ekolojik tahribatın karşısına çevresini ve yaşam alanlarını korumak isteyen insanların birlikteliği çıkıyor. Türkiye’deki çevre hareketinin tarihini (tek tük örnekler dışında) neoliberal politikaların hakim hale gelmeye başladığı 1980’lerden başlatabiliriz. 1980’lerden günümüze çevre, ekoloji, yeşil, iklim başlıkları altında toplanan bu hareketler doğal yaşam alanlarının muhafazasına çalışıyor ve kamusal alanların özelleştirilmesine ve çevre/insan hakkı ihlallerine karşı direniyor.
Bir kentsel ekolojik alan olan Vâlidebağ Korusu da 1990’lardan bu yana böyle bir mücadeleyi ve direnişi sürdürüyor. Validebağ’daki mücadele, korunun ekolojik ve kültürel hâfızasını korumak için verilen bir mücadele. Bu mücadelenin tarihi Validebağ Korusu’na dair çok önemli bir toplumsal ve politik hâfızanın birikiminin tarihi. Buradaki mücadele toplumsal hâfızamızı şekillendiriyor ve neyi niçin ne koşullarda yaptığımızı,yapmamız gerektiğini fark etmemize yardımcı oluyor. Çünkü hafızâlarımız üzerinden düşünüyor, söz üretiyor ve eyleme geçiyoruz. Bu bölümde sizlere Validebağ’daki toplumsal, politik ve hukuki mücadeleyi üç dönem üzerinden aktarmak istiyoruz. Umarız ki Validebağ Korusu’nda neyi niçin yapmamız ve yapmamamız gerektiği konusunda yol gösterici olabiliriz.