Validebağ ile bağ kurmak, bağ kurduğumuz Validebağ’ı tanımak
Her şey birbirine bağlıdır*
İstanbul’da sıradan bir gün içerisinde; bir yerlere yetişme telaşıyla kalabalıklar arasında kendine yer açarken, E-5’te hele de yağmurlu bir günde araç camından sonsuz bulanık kırmızı farları seyrederken, koca koca sohbetlere yer açan balkonlu evler yerini en yükseğe ulaşma gayesiyle uzanan gökdelenlere bırakırken hayat çok da kolay olmayabiliyor. Böyle zamanlarda yolunuz ağaçların hışırdadığı, kuş seslerinin birbirine karıştığı parklardan geçtiğinde ne hissediyorsunuz? Doğa ile bir aradalığı fark etmek sizi bulunduğunuz an’a geri getiren, keşmekeşten kurtarıp tazeleyen bir etkiye sahip olabilir. Hele de yolunuz Üsküdar Kadıköy arasında uzun zamandır ikâmet ettiği yerini benimsemiş, usul usul habitatını kurmuş Vâlidebağ Korusuna düşmüşse, değmeyin keyfinize!
Kent ekosistemi içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olan Vâlidebağ Korusu kentteki diğer pek çok yeşil alanın aksine hâlen kendine has yarı doğal yapısını koruyor. İnsanlar için dizayn edilmiş, ehlileştirilmiş bir alan olmanın ötesinde Vâlidebağ herkes, tüm canlılar için. Göçmen kuşların önemli bir durağı ama aynı zamanda yaz kış konaklayan kuşların da yuvası. Sadece kuşlar değil küçük memeliler, sürüngenler, böcekler, mantarlar, otsu bitkiler, ağaçlar ve bir de tabii toprağın altında göremediğimiz mikroorganizmalar. İnsanlar ve onların eşlikçileri olan hayvanlar. Korunun patikalarını özellikle de toprağın nemli olduğu bir gün takip ettiğinizde görebilirsiniz; nasıl da hep beraber yaşabildiğimizi.
Vâlidebağ Korusunun bu şekilde doğallığını koruyor olması uzun yıllara dayanan ve hâlen devam eden bir mücadelenin sonucu. Doğayı bir metâ olarak değerlendiren insan odaklı (neoliberal) bakış açımız, yeşil alanların maksimum ekonomik fayda getirecek şekilde tasarlanmasını talep ediyor. Kentteki agresif büyüme hırsından pek çok kamusal alan nasibi almışken Vâlidebağ Korusu gibi doğal alanlar da birçok plan dâhilinde müdahale alanları olarak görülüyor. Oysa kentte yaşayan tüm yurttaşlar için böylesi alanların ne kadar değerli ve korunması gereken hassas alanlar olduğunun farkındayız. Bu farkındalığı kendi üslûbumuz ile bir rehber eşliğinde sizlere aktarmak istedik.
Sayfaları arasında dolaştığınız bu rehberi oluştururken hafıza temel aldığımız kavramlardan biri oldu. Kişisel, toplumsal ve kültürel pek çok kademede hatırladıklarımız ile şimdiye ve geleceğe dair bir anlam çiziyoruz. Bu anlam ile birlikte hafıza insan ve insanla ilişkin her şeyin varoluşunu sürdürebilmesi için gerekli olan zihinsel eylem olarak tanımlanmıştır. Hatırladıklarımızın bizi şekillendireceğine inanarak Vâlidebağ’ı ekolojik, toplumsal ve kültürel hafıza başlıkları altında ele alacağız. Ayrı ayrı başlıklar altında ele aldığımız her konunun birbiriyle bağlı olduğunu, dolayısıyla her bir parçanın bütünü anlamak konusunda bir ara basamak olduğunu belirtmek isteriz.
Bu rehberin size Vâlidebağ’ı anlamak ve keşfetmek konusunda ilham vermesini, neden ve nasıl koruyabiliriz konusunda teşvik etmesini, İstanbul’un diğer koru ve parklarına da benzer bir gözle bakabilmeniz için motivasyon sağlamasını temenni ediyoruz.